Ana içeriğe atla

BİR BAŞKA BAHARA

 

   Kimseyi sevmem bu saatten sonra dedi;kadın. Yaşında ne vardı olsa olsa yirmilerinde bir tebessümdü hayatı. peki ya acısı oda yirmilerinde miydi? yoksa 40'larına merdiven dayamış mıydı gözyaşı? Aynı gökyüzüne tekrar dikti kahvelerini. Bir daha bir şiiri kimse için dinlemez bu kulaklarım dedi; varsa yoksa kendim artık. Ne nefretinizi büyütür bu kalbim ne sevginizle çoğalır gülüşlerim. Bir an olsun bencillik olarak düşündü yaptığının taki dudağının kenarında ki çizgi belirene kadar. Bunun adı olsa olsa kendini sevmek olurdu. Evet bu kadın artık kendini sevecekti herşeyden herkesden önce kendini sevecekti. Hem ne diyordu şair; Burası dünya yahu ne gerek var üzülmeye, gözyaşı dökmeye burası bu kadar işte varsa yoksa bir avuç toprak. Hem illa birini sevmek mi gerekiyordu ne münasebet kimseyi daha çok sevemem diye yineledi. Ben kimseler gibi alçak olamam kimseyi kıramam ama paramparça olurum dedi. gelip gidip kahvelerini sevemem mesela yorulurum ve sevgim yorar beni belki bu bencillik olabilir ama ben bu bencilliği kırılmaya meyili olan kalbime değiştire bilirim. belki doksanlı yıllarda olsaydık o zaman seni severken yorulmazdım. Ne var derdim yol engebeliyse bir patika bulup yine varırdım yanına. Ama bu yüzyılda kimse kimseyi sevemezdi, kalpleri buz tutmuştu insanların oysa o öyle değildi masallarla büyütülmüş, kötülüğü öğretmemişti kimse ona. zaten oldu olası bu yüzyıla ait hissetmemişti kendini. Bir kere kalbi kırıldımı bir daha aynı şeyleri hissetmeye korkardı ürkek yüreği. Bariz telaşı saydam yaralarıydı bu kadının belli ki. sevmek mi kimi iyileştirmiş onu iyileştirsin, burası dünya yahu burada hersey yarım kalır. ne geldiyse başımıza bu sevda denen illetten gelmedi zaten ha diyorsanız ki illa sevmek gerek o halde benim gibi bir çift koyu kahveyi sevmek yerine bir ağacı, bir çiçeği, bir kediyi sevin. yada sabah yapılan bir kahve kokusunu. Kadının iç sesi bir dahası için kendine söz verdi. ne derin bir bakış ne sıcak bir el hiç biri ısıtmaz artık içimi dedi; soğuktan donmuş elleri acısından buz tutmuş kalbinden daha kötü değildi. Ancak bir sevgi bu kadar bir kadını değiştirirdi ya çok mutlu eder bir kuş misali kanatlandırırdı ya da bir derviş gibi yollara bırakırdı. Bir daha kim severdi ki kimi severdi?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜÇÜĞÜM

         Yoruldun mu küçük kız omuzlarında acılar görüyorum. çok yol yürümüşşsün ama bir yere varamamış gibisin. bir hayli bitkin görünüyorsun. kim incitti seni böyle oysa gülüşünde papatyalar açardı. can bulurdu bütün mevsimler. şimdi başka bir mevsim görüyorum alın çizgilerinde,bu biraz son bahar hüzününü andırıyor, rüzgarlar esiyor açık kahvelerinde. kimden korumaya çalışıyorsun kendini küçüğüm, yıkılmaz duvarlar örmüşsün etrafına. Oysa ben bilirim minicik bir kalbinin, hassas göz pınarlarının olduğunu. insan hayatının acımazlığından şikayet edip duruyor dilin. kendini bu yüzyıla ait bulmadığını bakışlarından anlaya biliyorum. Dalıp dalıp gidiyorsun uzaklara nedir seni böyle uzun uzun düşündüren? küçük kız, geçmişin izlerini geçirmeye çalışmışsında becerememiş gibisin. bu hayata dair pek bir hevesin yok. kuşlara hayransın sırf özgürler diye sende bir kuşsun ama bundan haberin yok. kanatlarını kırmışlar ve seni öylece orada yaralı bırakmışlar...

HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞMAYIN, UÇUN!

    Hayallerinizin peşinden koşmayın,  uçun dememin mutlaka bir nedeni vardır? Hayallerinizin peşinden gidecek cesaretiniz var mı? Öncelikle bu soruyu kendinize mutlaka sormanız gerekir.      Dünyanın en zengin yeri neresi biliyor musunuz? Amerika, Dubai, İngiltere, hayır bunlardan hiçbiri değil. Dünyanın en zengin yeri mezarlıklar. Neden biliyor musunuz? Çünkü orada icat edilmemiş fikirler, düşünülmüş ama gerçekleştirilmemiş işler, yazılmış ama söylenmemiş şarkılar, girişilmemiş işler. Peki neden onca fikir gerçekleşmedi? Neden onca şarkı yazıldı ama söylenilmedi? Çünkü korktular. Başkalarının sen yapamazsın demelerine kulak astılar. Peki soruyorum insanoğlu doğup, yaşayıp ölmek için mi geldi bu dünya'ya, bizim hayallerimiz, isteklerimiz, umutlarımız, olmak istediklerimiz yok mu?     İyi haber bu yazıyı okuyorsanız mezarda değilsiniz. En azından şuan için bu durum öyle. Peki sen neden hayallerinin peşinden koşmuyorsun? Neden yazd...