Ana içeriğe atla

Kayıtlar

HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞMAYIN, UÇUN!

    Hayallerinizin peşinden koşmayın,  uçun dememin mutlaka bir nedeni vardır? Hayallerinizin peşinden gidecek cesaretiniz var mı? Öncelikle bu soruyu kendinize mutlaka sormanız gerekir.      Dünyanın en zengin yeri neresi biliyor musunuz? Amerika, Dubai, İngiltere, hayır bunlardan hiçbiri değil. Dünyanın en zengin yeri mezarlıklar. Neden biliyor musunuz? Çünkü orada icat edilmemiş fikirler, düşünülmüş ama gerçekleştirilmemiş işler, yazılmış ama söylenmemiş şarkılar, girişilmemiş işler. Peki neden onca fikir gerçekleşmedi? Neden onca şarkı yazıldı ama söylenilmedi? Çünkü korktular. Başkalarının sen yapamazsın demelerine kulak astılar. Peki soruyorum insanoğlu doğup, yaşayıp ölmek için mi geldi bu dünya'ya, bizim hayallerimiz, isteklerimiz, umutlarımız, olmak istediklerimiz yok mu?     İyi haber bu yazıyı okuyorsanız mezarda değilsiniz. En azından şuan için bu durum öyle. Peki sen neden hayallerinin peşinden koşmuyorsun? Neden yazd...

Hissizleşmek

 Sizde benim gibi gitmek ve kalmak arasında kaldınız mı? Hani gitsen canın yanıyor, kalsan heryer yangın yeri.   Ben buna birazda arafta kalmak diyorum kendi çapımda. Ne gidebiliyor insan ne olmak istediği yerde kalabiliyor. Hani ne yere sığabiliyorsun ne göğe sığabiliyorsun ya aynen öyle işte. Biri gelsin istiyorsun. Anlasın seni. Ama bak konuşmaya mecalim de yok şimdiden söyleyeyim, ben bütün kurulu cümlelerimi içime akıtıcam. Birlikte susucaz. Susarak anlıycaksın beni.   Ne hoş olurdu demi? Halbuki ben böyle şeyleri eski de kaldı olarak nitelendiriyorum. Şimdiler ne derler sahi? Biri gider biri gelir daha kötüsü, aman yavrum çivi çiviyi söker!   Oluyor mu sahi? Bende değil birinin gelmesi, giden kişiyi bile içimde severek çoğaltıyorum. Dostoyevski 'insancıklar' adlı kitabında çok tuhaftı ağlayamadım ama ruhum paramparça olmuştu demişti. Ağlıyamıyorum boğazımda kocaman bir yumru var. Ve aklımda şöyle basit bir cümle. İyi insanlar bu dünya...