Ana içeriğe atla

Hissizleşmek

 Sizde benim gibi gitmek ve kalmak arasında kaldınız mı? Hani gitsen canın yanıyor, kalsan heryer yangın yeri. 

 Ben buna birazda arafta kalmak diyorum kendi çapımda. Ne gidebiliyor insan ne olmak istediği yerde kalabiliyor. Hani ne yere sığabiliyorsun ne göğe sığabiliyorsun ya aynen öyle işte. Biri gelsin istiyorsun. Anlasın seni. Ama bak konuşmaya mecalim de yok şimdiden söyleyeyim, ben bütün kurulu cümlelerimi içime akıtıcam. Birlikte susucaz. Susarak anlıycaksın beni. 

 Ne hoş olurdu demi? Halbuki ben böyle şeyleri eski de kaldı olarak nitelendiriyorum. Şimdiler ne derler sahi? Biri gider biri gelir daha kötüsü, aman yavrum çivi çiviyi söker! 

 Oluyor mu sahi? Bende değil birinin gelmesi, giden kişiyi bile içimde severek çoğaltıyorum. Dostoyevski 'insancıklar' adlı kitabında çok tuhaftı ağlayamadım ama ruhum paramparça olmuştu demişti. Ağlıyamıyorum boğazımda kocaman bir yumru var. Ve aklımda şöyle basit bir cümle. İyi insanlar bu dünyada mutlu olamazlar. Sonra sorunu irdeliyorsun en dibine indiğinde aklına gelen birkaç küçük teoriyle karşılaşıyorsun. Kendinden o kadar çok veriyorsun ki değersizleşiyorsun. Geride kalan tek şey ne oluyor biliyor musunuz? Saf bir acı. Damarlarınızda, zihninizde saf bir acı hissediyorsunuz.

Yorumlar

  1. Her geçen gün çok daha fazla.

    YanıtlaSil
  2. Kendi kendimizi hissizlestiriyoruz. Hayat bizim karşımıza güzel şeyler çıkarıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜÇÜĞÜM

         Yoruldun mu küçük kız omuzlarında acılar görüyorum. çok yol yürümüşşsün ama bir yere varamamış gibisin. bir hayli bitkin görünüyorsun. kim incitti seni böyle oysa gülüşünde papatyalar açardı. can bulurdu bütün mevsimler. şimdi başka bir mevsim görüyorum alın çizgilerinde,bu biraz son bahar hüzününü andırıyor, rüzgarlar esiyor açık kahvelerinde. kimden korumaya çalışıyorsun kendini küçüğüm, yıkılmaz duvarlar örmüşsün etrafına. Oysa ben bilirim minicik bir kalbinin, hassas göz pınarlarının olduğunu. insan hayatının acımazlığından şikayet edip duruyor dilin. kendini bu yüzyıla ait bulmadığını bakışlarından anlaya biliyorum. Dalıp dalıp gidiyorsun uzaklara nedir seni böyle uzun uzun düşündüren? küçük kız, geçmişin izlerini geçirmeye çalışmışsında becerememiş gibisin. bu hayata dair pek bir hevesin yok. kuşlara hayransın sırf özgürler diye sende bir kuşsun ama bundan haberin yok. kanatlarını kırmışlar ve seni öylece orada yaralı bırakmışlar...

BİR BAŞKA BAHARA

     Kimseyi sevmem bu saatten sonra dedi;kadın. Yaşında ne vardı olsa olsa yirmilerinde bir tebessümdü hayatı. peki ya acısı oda yirmilerinde miydi? yoksa 40'larına merdiven dayamış mıydı gözyaşı? Aynı gökyüzüne tekrar dikti kahvelerini. Bir daha bir şiiri kimse için dinlemez bu kulaklarım dedi; varsa yoksa kendim artık. Ne nefretinizi büyütür bu kalbim ne sevginizle çoğalır gülüşlerim. Bir an olsun bencillik olarak düşündü yaptığının taki dudağının kenarında ki çizgi belirene kadar. Bunun adı olsa olsa kendini sevmek olurdu. Evet bu kadın artık kendini sevecekti herşeyden herkesden önce kendini sevecekti. Hem ne diyordu şair; Burası dünya yahu ne gerek var üzülmeye, gözyaşı dökmeye burası bu kadar işte varsa yoksa bir avuç toprak. Hem illa birini sevmek mi gerekiyordu ne münasebet kimseyi daha çok sevemem diye yineledi. Ben kimseler gibi alçak olamam kimseyi kıramam ama paramparça olurum dedi. gelip gidip kahvelerini sevemem mesela yorulurum ve sevgim yorar ...

HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞMAYIN, UÇUN!

    Hayallerinizin peşinden koşmayın,  uçun dememin mutlaka bir nedeni vardır? Hayallerinizin peşinden gidecek cesaretiniz var mı? Öncelikle bu soruyu kendinize mutlaka sormanız gerekir.      Dünyanın en zengin yeri neresi biliyor musunuz? Amerika, Dubai, İngiltere, hayır bunlardan hiçbiri değil. Dünyanın en zengin yeri mezarlıklar. Neden biliyor musunuz? Çünkü orada icat edilmemiş fikirler, düşünülmüş ama gerçekleştirilmemiş işler, yazılmış ama söylenmemiş şarkılar, girişilmemiş işler. Peki neden onca fikir gerçekleşmedi? Neden onca şarkı yazıldı ama söylenilmedi? Çünkü korktular. Başkalarının sen yapamazsın demelerine kulak astılar. Peki soruyorum insanoğlu doğup, yaşayıp ölmek için mi geldi bu dünya'ya, bizim hayallerimiz, isteklerimiz, umutlarımız, olmak istediklerimiz yok mu?     İyi haber bu yazıyı okuyorsanız mezarda değilsiniz. En azından şuan için bu durum öyle. Peki sen neden hayallerinin peşinden koşmuyorsun? Neden yazd...