Ana içeriğe atla

Türk edebiyatının en iyi şairleri ve şiirleri

Türk edebiyatının en iyi şairleri

Yüreğinize Dokunacak! Türk Edebiyatına Damga Vuran En İyi Şairlerin En İyi Şiirleri


Akıllarımıza çivi gibi işlenen, sevdamıza, hasretimize yoldaş olan en güzel şiirler.

1.Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Türk edebiyatının en ünlü şairlerinden birisidir. Şair bir dönem siyasi düşünceleri nedeni ile cezaevine girmiştir.
"Bugün Pazar"  Şiiri 1938'de Ankara Merkez Komutanlı cezaevinde yazılmıştır.

Bugün Pazar
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün 
Bu kadar benden uzak
Bu kadar mavi
Bu kadar geniş olduğuna şaşarak
Kımıldamadan durdum
Sonra saygıyla toprağa oturdum
Dayadım sırtımı duvara
Bu anda ne düşmek dalgalara.
Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım
Toprak, güneş ve ben
Bahtiyarım 

2.Cemal Süreya
İki şey: Aşk ve Şiir. Mutsuzlukla beslenir birinden biri ona dönüşür demişti bir şiirinde.
Hayatı boyunca aşk ve şiirle beslendi Cemal Süreya.

8.10 Vapuru

Sesinde ne var biliyor musun
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun

Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
İşinden memnun değilsin
Bu kenti sevmiyorsun
Bir adam gazetesini katlar

3.Turgut Uyar
Başını her göğe kaldırdığında yıldızlarda ki yolunu aşkla bulan adam Turgut Uyar. Aşk ve sancılı ayrılık şiirlerinin ölümsüz şairi.

Acıyor
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan  insan soyunun
Sevgim açıyor.

4.Necip Fazıl Kısakürek

"Beklenen" isimli şiiri sevgiliyi bekleme konusunu özlem,sitem,gurur ve usanmışlık gibi vurucu duygular yönünde ele alan ender örneklerden birisidir Necip Fazıl.

Beklenen
Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne de şeytan, bir günahı
Seni beklediğim kadar 

5.Cahit Zarifoğlu
Benimde en sevdiğim şairler arasındadır Zarifoğlu. Çocukluk ve gençlik yıllarını kaçırmıştır şaiirimiz tıpkı soyisimi gibi de çok zarif bir beyefendidir. Bir kadını severek mutluluğu sonunda buluyor Cahit Zarifoğlu. Belki de sevmek iyileştiriyor.

Sevmekte yorulur
Bir adam bir kadın var içimde iyice anladım
Bana bunu sessizce anlatıyorlardı
Bir yerde onların yönlerinden
Alımlı bir zarf katlanmıştı uzaktaki 
Bulvarların geceye vurdukları
Çağırmasız kır günlerini Zararsız akrepleri
Uzunlamasına yaşayıp yatay bir çocuklukla kalkan bir sürü alışkanlıklar taşıyan
İnsanlığımızı gülüşü yalnızlar çarşısında
Çağrılmış gümüş seslerini aynadaki Yüzlerin
Başkası sevsin diye en seçkin yerine
Bir şal gezdirirdi
İnsanlığımıza birşey getirirdi yalnızlarla.

6.Can Yücel
"Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin" Can Yücelin soluksuz kurduğu en anlamlı cümledir.
Edebiyatımızın en sevilen isimlerinden olan şairimiz kullandığı kaba ama samimi dille edebiyatımızda farklı bir tarz yaratmıştır.

Herşey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü.


7. Özdemir Asaf
Bende birçoğunuz gibi onu en çok lavinia şiiri ile sevdim. R'leri söyleyemeyen Şair olarak kaldı aklımızda Özdemir Asaf öyle ki lavinia'nın son dört mısrasında R harfi kullanmamıştır. Şıklığın,zarifliğin, nezaketin diğer adı, en duygulu sever ettiğimiz şiirlerin şaiiri, bir Özdemir Asaf geçti bu dünyadan.
İyi ki..

 

Lavinia
Sana gitme demeyeceğim 
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme, lavinia
Adını gizleyeceğim 
Sende bilme, lavinia



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜÇÜĞÜM

         Yoruldun mu küçük kız omuzlarında acılar görüyorum. çok yol yürümüşşsün ama bir yere varamamış gibisin. bir hayli bitkin görünüyorsun. kim incitti seni böyle oysa gülüşünde papatyalar açardı. can bulurdu bütün mevsimler. şimdi başka bir mevsim görüyorum alın çizgilerinde,bu biraz son bahar hüzününü andırıyor, rüzgarlar esiyor açık kahvelerinde. kimden korumaya çalışıyorsun kendini küçüğüm, yıkılmaz duvarlar örmüşsün etrafına. Oysa ben bilirim minicik bir kalbinin, hassas göz pınarlarının olduğunu. insan hayatının acımazlığından şikayet edip duruyor dilin. kendini bu yüzyıla ait bulmadığını bakışlarından anlaya biliyorum. Dalıp dalıp gidiyorsun uzaklara nedir seni böyle uzun uzun düşündüren? küçük kız, geçmişin izlerini geçirmeye çalışmışsında becerememiş gibisin. bu hayata dair pek bir hevesin yok. kuşlara hayransın sırf özgürler diye sende bir kuşsun ama bundan haberin yok. kanatlarını kırmışlar ve seni öylece orada yaralı bırakmışlar...

BİR BAŞKA BAHARA

     Kimseyi sevmem bu saatten sonra dedi;kadın. Yaşında ne vardı olsa olsa yirmilerinde bir tebessümdü hayatı. peki ya acısı oda yirmilerinde miydi? yoksa 40'larına merdiven dayamış mıydı gözyaşı? Aynı gökyüzüne tekrar dikti kahvelerini. Bir daha bir şiiri kimse için dinlemez bu kulaklarım dedi; varsa yoksa kendim artık. Ne nefretinizi büyütür bu kalbim ne sevginizle çoğalır gülüşlerim. Bir an olsun bencillik olarak düşündü yaptığının taki dudağının kenarında ki çizgi belirene kadar. Bunun adı olsa olsa kendini sevmek olurdu. Evet bu kadın artık kendini sevecekti herşeyden herkesden önce kendini sevecekti. Hem ne diyordu şair; Burası dünya yahu ne gerek var üzülmeye, gözyaşı dökmeye burası bu kadar işte varsa yoksa bir avuç toprak. Hem illa birini sevmek mi gerekiyordu ne münasebet kimseyi daha çok sevemem diye yineledi. Ben kimseler gibi alçak olamam kimseyi kıramam ama paramparça olurum dedi. gelip gidip kahvelerini sevemem mesela yorulurum ve sevgim yorar ...

HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞMAYIN, UÇUN!

    Hayallerinizin peşinden koşmayın,  uçun dememin mutlaka bir nedeni vardır? Hayallerinizin peşinden gidecek cesaretiniz var mı? Öncelikle bu soruyu kendinize mutlaka sormanız gerekir.      Dünyanın en zengin yeri neresi biliyor musunuz? Amerika, Dubai, İngiltere, hayır bunlardan hiçbiri değil. Dünyanın en zengin yeri mezarlıklar. Neden biliyor musunuz? Çünkü orada icat edilmemiş fikirler, düşünülmüş ama gerçekleştirilmemiş işler, yazılmış ama söylenmemiş şarkılar, girişilmemiş işler. Peki neden onca fikir gerçekleşmedi? Neden onca şarkı yazıldı ama söylenilmedi? Çünkü korktular. Başkalarının sen yapamazsın demelerine kulak astılar. Peki soruyorum insanoğlu doğup, yaşayıp ölmek için mi geldi bu dünya'ya, bizim hayallerimiz, isteklerimiz, umutlarımız, olmak istediklerimiz yok mu?     İyi haber bu yazıyı okuyorsanız mezarda değilsiniz. En azından şuan için bu durum öyle. Peki sen neden hayallerinin peşinden koşmuyorsun? Neden yazd...