Ana içeriğe atla

KİMYA HATUNUN ŞEMS-İ TEBRİZLİYE MEKTUBU


Ey Nâr-ı Rîhim

Ah şems... Sen varken de gözaltındaydı bu aşk, sen yokken de. Her göz nazar ederken sana, ceylan gözlerim yere düşüyordu, ya anlarlarsa diye. Bir kadının bir erkeğe uzaktan uzağa sevdalanması nedir bilir misin? Üstelik gözünün önündeyken, yüreğini gözaltılarından sakınırken. 

Çekmek zorunda kalıyorum, çekilmez bilinmezliklerin her birini. Korkum; ne kendimden yana, ne senden. Korkum; aşkım halelliğine leke düşmesin diye. Hep öne düşüyor başım. Sızım var. Sızlayan seve bilir. Sızan. Ruhumda kan, gözlerimde şafak. Seven örselenir. Yıldızların altında üşür zaman. Yalnızı. Yalnızlığın ayazında içilir çaresizliğin ve söz anlaşılmazlığın zehri. Ne zaman yalnızlığımla bir yolculuğa çıksam, geri dönüşümde kendimle karşılaşıyorum.  Sen neredesin ben nerede! 

Yakama yapışan aşk zehrini nasıl atsam bilmem ki?  Nasıl etsem de canımı yakan şu gömleği çıkarsam bedenimden.  Kenan ellerinde Yusuf'unu bekleyen yakup'un gözlerini açan bir gömlek yolla bari eyy sevgili! Saçlarının, renginin ve gül yüzünün koktuğu bir gömlek yolla ki, hakikatlerden körelmiş gözlerim yavaş yavaş açılıverir belki bir gün...

Alnıma dokun şems. Aşkın hatrına. Gülüşü çamura düşmüş bir yaralıyım. Bütün acılara dökün, akan sevdaya inat. Dokun ki, karanlıklar çatlasın orta yerinden, damlası düşsün busesiz vedaların. Dalından koparılsın bu korku, dağılsın bu kadının dudağında ki hükümranlık. Sönmeyen kandiller biriksin ellerimde. Yansın en bakir yanıyla sahibini bekleyen aşk. 


-AŞKIN GÖZYAŞLARI

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÜÇÜĞÜM

         Yoruldun mu küçük kız omuzlarında acılar görüyorum. çok yol yürümüşşsün ama bir yere varamamış gibisin. bir hayli bitkin görünüyorsun. kim incitti seni böyle oysa gülüşünde papatyalar açardı. can bulurdu bütün mevsimler. şimdi başka bir mevsim görüyorum alın çizgilerinde,bu biraz son bahar hüzününü andırıyor, rüzgarlar esiyor açık kahvelerinde. kimden korumaya çalışıyorsun kendini küçüğüm, yıkılmaz duvarlar örmüşsün etrafına. Oysa ben bilirim minicik bir kalbinin, hassas göz pınarlarının olduğunu. insan hayatının acımazlığından şikayet edip duruyor dilin. kendini bu yüzyıla ait bulmadığını bakışlarından anlaya biliyorum. Dalıp dalıp gidiyorsun uzaklara nedir seni böyle uzun uzun düşündüren? küçük kız, geçmişin izlerini geçirmeye çalışmışsında becerememiş gibisin. bu hayata dair pek bir hevesin yok. kuşlara hayransın sırf özgürler diye sende bir kuşsun ama bundan haberin yok. kanatlarını kırmışlar ve seni öylece orada yaralı bırakmışlar...

BİR BAŞKA BAHARA

     Kimseyi sevmem bu saatten sonra dedi;kadın. Yaşında ne vardı olsa olsa yirmilerinde bir tebessümdü hayatı. peki ya acısı oda yirmilerinde miydi? yoksa 40'larına merdiven dayamış mıydı gözyaşı? Aynı gökyüzüne tekrar dikti kahvelerini. Bir daha bir şiiri kimse için dinlemez bu kulaklarım dedi; varsa yoksa kendim artık. Ne nefretinizi büyütür bu kalbim ne sevginizle çoğalır gülüşlerim. Bir an olsun bencillik olarak düşündü yaptığının taki dudağının kenarında ki çizgi belirene kadar. Bunun adı olsa olsa kendini sevmek olurdu. Evet bu kadın artık kendini sevecekti herşeyden herkesden önce kendini sevecekti. Hem ne diyordu şair; Burası dünya yahu ne gerek var üzülmeye, gözyaşı dökmeye burası bu kadar işte varsa yoksa bir avuç toprak. Hem illa birini sevmek mi gerekiyordu ne münasebet kimseyi daha çok sevemem diye yineledi. Ben kimseler gibi alçak olamam kimseyi kıramam ama paramparça olurum dedi. gelip gidip kahvelerini sevemem mesela yorulurum ve sevgim yorar ...

HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞMAYIN, UÇUN!

    Hayallerinizin peşinden koşmayın,  uçun dememin mutlaka bir nedeni vardır? Hayallerinizin peşinden gidecek cesaretiniz var mı? Öncelikle bu soruyu kendinize mutlaka sormanız gerekir.      Dünyanın en zengin yeri neresi biliyor musunuz? Amerika, Dubai, İngiltere, hayır bunlardan hiçbiri değil. Dünyanın en zengin yeri mezarlıklar. Neden biliyor musunuz? Çünkü orada icat edilmemiş fikirler, düşünülmüş ama gerçekleştirilmemiş işler, yazılmış ama söylenmemiş şarkılar, girişilmemiş işler. Peki neden onca fikir gerçekleşmedi? Neden onca şarkı yazıldı ama söylenilmedi? Çünkü korktular. Başkalarının sen yapamazsın demelerine kulak astılar. Peki soruyorum insanoğlu doğup, yaşayıp ölmek için mi geldi bu dünya'ya, bizim hayallerimiz, isteklerimiz, umutlarımız, olmak istediklerimiz yok mu?     İyi haber bu yazıyı okuyorsanız mezarda değilsiniz. En azından şuan için bu durum öyle. Peki sen neden hayallerinin peşinden koşmuyorsun? Neden yazd...