Bazı masallar mutlu sonla biter..
Bazı masallar mutsuz sonla..
Bazıları ise hiç bitmez..
Asırlar boyu varlığı dillerde dolanır. Birileri birilerinin kulağına mutlaka fısıldar masalını. Ve diğerleri büyük bir iç çekiklikle dinler. kiminin yüreği burkulur, kiminin göz bebeği güler. Kiminin ise ilham perisi olur bir masal. Bazı masallar uyuturken bazı masallar bütün gece göz kıptırmaz insana. Hâl böyleyken bir yerde okuduğum bir cümle gelir aklıma. ''Herkes kendi masalının yazarıdır'' der; kitapta. Madem bizler birer yazarız. Ne yazarız, ne çizeriz nasıl doldururuz sayfalarımızı. Mutluluk mu ana karakterimiz olur hüzün mü? Bilmemiz gereken önemli bir husus daha var. Çocukken kulağımıza fısıldanan masallar bir varmış bir yokmuş ile başlar. Aslında çocukken farkına dahi varmadığımız bu masal başlangıcı ne kadar da doğru bir tespit öyle değil mi? Birgün varız diğer gün yok. O zaman bizim masalımız sonsuzluk nehrinde akıp gitsin. En güzel baharlarda yeşersin, bir ağlasın bir gülsün ama hep var olsun. Kendi masalımızı hiç durmadan yazalım. Öyle kuru kuruya değil ama, cesaretle, azimle, merhametle yoğuralım masalımızı. En çok biz sevelim gökyüzünü, en çok biz inanalım iyiliğe ve en güzel aşık biz olalım. Yarın yoksam bugün varım ben. Ve ben toprak olmadığım sürece kendi masalımın hem yazarı hem baş kahramanıyım. Durmadan yazalım, yeni yerler keşfedip, yeni kitaplar okuyalım, ve merhamet edelim doğaya, ademoğluna, hayvanlara. Nerde bir çocuk ağlasa gidip saçını okşayalım. Bildiğim hakikat şudur ki; masal yazmamız için yüksek statülere, paraya, şöhrete ihtiyacımız yok. Gelip geçici şeylerde gönlümüzde yok. Gönül önceliğimiz daim, masallarımız sonsuz olsun..
Ve küçük bir not: masalları hep iyiler kazanır, çünkü masalları iyiler yazar. ⚫
Yorumlar
Yorum Gönder