Bazı geceler, birden bire bastıran sağnak yağışlarım var benim. Bazı geceler, ruhumda birden fazla çiçek açtıran baharlar. Bazı geceler, zihnime işlenen korkulu çıkmaz sokaklar.. Hangi geceye koysam kafamı düşümde sen. Gözlerin eşiğinde yanan sokak lambası, sözlerin uyanmak için direndiğim kâbuslarım. Hangi sabaha açsam gözlerimi yine o his kokan duvarlar ve ben ne zaman varolmak istesem şu hayat denen zindan yerde gözlerin tutsak eder beni kendine. Durup durup sorarım yine kendime, hangi gece seni bana kâbus yaptı da, hangi sabah seni bana dilendirdi. Oysa kalbim bir çocuğun neşesiyle dans ederdi olup olmadık zamanlarda. Sorup dururum kendime sen hangi yalansın da ben hangi yalanının gerçeğiyim. Ses km çıkmaz hiç bir ağızdan ama ben bilirim başıma ne gelirse şu had bilmez kalbim yüzündendir.
Yoruldun mu küçük kız omuzlarında acılar görüyorum. çok yol yürümüşşsün ama bir yere varamamış gibisin. bir hayli bitkin görünüyorsun. kim incitti seni böyle oysa gülüşünde papatyalar açardı. can bulurdu bütün mevsimler. şimdi başka bir mevsim görüyorum alın çizgilerinde,bu biraz son bahar hüzününü andırıyor, rüzgarlar esiyor açık kahvelerinde. kimden korumaya çalışıyorsun kendini küçüğüm, yıkılmaz duvarlar örmüşsün etrafına. Oysa ben bilirim minicik bir kalbinin, hassas göz pınarlarının olduğunu. insan hayatının acımazlığından şikayet edip duruyor dilin. kendini bu yüzyıla ait bulmadığını bakışlarından anlaya biliyorum. Dalıp dalıp gidiyorsun uzaklara nedir seni böyle uzun uzun düşündüren? küçük kız, geçmişin izlerini geçirmeye çalışmışsında becerememiş gibisin. bu hayata dair pek bir hevesin yok. kuşlara hayransın sırf özgürler diye sende bir kuşsun ama bundan haberin yok. kanatlarını kırmışlar ve seni öylece orada yaralı bırakmışlar...
Yorumlar
Yorum Gönder